Enflasyon düzeltmesi farklarının vergilendirilmesi konusuna ait değerlendirmelerde bulunan MÜSİAD Malatya Şube Başkanı Yunus Akçin, ” MÜSİAD olarak ilgili kanun ve çıkarılacak bildirimin mevcut hali ile uygulanmasının Türkiye iktisadı üzerinde oluşturabileceği olumsuz tesirleri en başından beri açıkça lisana getirmiş ve görüşlerimizi ilgili taraflara aktarmıştık. Bu çerçevede bugün gelinen noktada uygulamanın Türkiye iktisadı üzerinde oluşturabileceği mümkün tesirler, daha yüksek sesle konuşulmalıdır” halinde konuştu.
“FARKLARIN VERGILENDIRILMESI FINANSAL SÜRDÜRÜLEBILIRLIĞI TEHDIT EDEBILMEKTEDIR”
Enflasyon düzeltmesi, yüksek enflasyon periyotlarında şirketlerin mali tablolarını gerçeğe daha uygun hale getirmek gayesiyle yapılan bir muhasebe uygulaması olduğunu aktaran Akçin, ”Bu düzeltmeler, şirketlerin mali durumunu daha hakikat bir formda yansıtmayı hedeflemekte ve çoklukla öz kaynaklar altında izlenmektedir. Ancak bu farkların vergilendirilmesi, işletmelerin finansal sürdürülebilirliğini tehdit edebilmektedir. Enflasyon düzeltmesi farklarının vergilendirilmesi, ekonomik büyüme ve istikrar üzerinde olumsuz tesirlere yol açma noktasında, yüksek bir risk taşımaktadır.
Yatırımcı inancının zedelenmesi, sermaye maliyetlerinin artması, şirketlerin finansal sıhhatinin zayıflaması ve memleketler arası rekabet gücünün azalması, bu cins bir vergi siyasetinin doğurabileceği esas sonuçlar ortasındadır.
Enflasyon düzeltmesi farklarının vergilendirilmesi ile öz kaynağı güçlü ancak maddi olmayan etkin varlıkları, yani stokları, iştirakleri, maddi duran varlıkları, maddi olmayan duran varlıkları düşük olan firmalar açısından masraf istikametli, yani ziyan artırıcı olup, ödemesi gereken vergiden daha az vergi ödemektedir.
Bununla birlikte öz kaynağı güçsüz olan lakin maddi olmayan etkin varlıkları yani stokları, iştirakleri, maddi duran varlıkları, maddi olmayan duran varlıkları yüksek olan, finansmanını borçlanma ile yapan, borçlu olan işletmeler açısından ise gelir istikametli, yani kâr artırıcı olup, ödemesi gereken vergiden çok daha fazla bir vergi ödemek zorunda kalmaktadır.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2022 yılı Küçük ve Orta Büyüklükteki Teşebbüs istatistiklerine nazaran, istihdamın yüzde 70,6’sını, işçi maliyetinin yüzde 47,5’ini, cironun yüzde 42,5’ini, üretim pahasının yüzde 36,3’ünü ve faktör maliyetiyle katma bedelin yüzde 36,4’ünü oluşturan KOBİ’ler için; enflasyon düzeltmesi bu hâli ile uygulanırsa öz kaynak ve finansman derdine sebebiyet verecektir.
Uygulanmakta olan Orta Vadeli Programın sabırla ve birçok fedakârlıkla adım adım ilerlediği böylesi güç bir periyotta; KOBİ’lerimiz başta olmak üzere sanayicimizin finansal kısıtlar ve zorluklarla, yükselen maliyetlerle, giderek daha da zorlaşan rekabet kaideleriyle ve istihdam ortamının zorlayıcı faktörleriyle büyük bir uğraş verirken bu ay uygulanması istenen enflasyon muhasebesinin oluşturacağı bu haksız vergiyi yüklenecek durumu ve imkanı bulunmamaktadır” diye konuştu.
Bu çeşit vergilendirme siyasetlerinin yine gözden geçirilmesi ve ekonomik sürdürülebilirlik açısından daha uygun tahliller bulunmasının elzem olduğunu kaydeden Akçin, Bu çerçevede MÜSİAD olarak yine iktisat idaresini daha istikrarlı bir yaklaşım benimsemeye ve ekonomik büyümeyi destekleyecek adımlar atmaya davet edeceklerini söyledi.